Dünya İçin, bilinçli yaşam yaklaşımını benimseyerek doğayı korumak adına jenerasyonlar arası bilgi paylaşımı yapan, atık temizliği, geri/ileri dönüşüm ve tasarım etkinlikleri düzenleyen bir sosyal oluşumdur.




ULAŞ
TAKİP ET
︎ Email
︎ Instagram
BİLİNÇLİ BİR DÜNYA & SAVE SOIL



BİLGİ

︎︎


29 Nisan 2022 
Çeviren ve derleyen: İrem Çetinor

‘Bilinçli Gezegen’ başlığı altında ‘Toprağı Kurtar’ akımı dünyaca ünlü vizyoner, spiritüel lider ve yogi olan Sadhguru’nun
gençlik yıllarından beri tutkuyla kullandığı motorsikletiyle Londra’dan yola çıkmasıyla başladı. Londra’dan Hindistan’a neredeyse 100 gün sürecek motorsiklet yolculuğunda, Sadhguru yaklaşık 30.000 km yaparak, 26 ülkeye uğrayıp insanlarla görüşmeler yaptı ve yapmaya devam ediyor. 

19 Mart’ta yolculuğa çıkan Sadhguru birer gün arayla ve sırasıyla Birmingham, Londra, Amsterdam, Berlin, Prag, Viyena, Ljubljana, Roma, Cenevre, Paris, Brüksel, Köln, FrankfurtBratislava, Budapeşte, Belgrad, Sofya, Bükreş, İstanbul ve Tiflis’e uğradı.

Bunun ardından da, 29 Nisan yani bugün itibariyle, Bakü, Amman, Riyad, Manama, Dubai, Maskat, Delhi, Mumbai, Haydrabad, Bangalore, Chennai’a ziyarette bulunarak yolculuğunu Coimbatore’da sona erdirecek. 


Bu yolculuğun amacı tam olarak nedir? 

Dünya üzerindeki insanları öncelikle bir araya getirerek, bilinçlendirmek ve genel olarak ‘Toprağı Kurtar’ akımını dünyaya yaymak ve insanların toprak ve bizden sonra gelecek nesiller için harekete geçmesini sağlamak olduğunu söyleyebilirim.


‘Toprağı Kurtar’ hareketi, toprağın dünya çapında degradasyona uğraması sebebiyle gıda ve su güvenliği, yaşam türlerinin yokoluşu ve iklimle ilişkili felaketlerin artma ihtimaline karşı dünya çapında bir farkındalık yaratmak ve toprağın kalitesini arttırmak adına yerel halklar ve hükümetlerle iş birliğini arttırmayı amaçlayan bir hareket. 



Sadguru Hindistan’da toprağa fide ekerken.
Sadhguru yine bitki çeşitlerinden söz ederken. 

Toprağı Kurtar’ kampanyasının misyonu, gezegen ve toğrağımız için bir biliçlendirme çalışması yapmak. Bu hareketin en temel amaçlarından biri dünya çevresindeki hükümetlere vatandaşların ekoloji ve toğrağı rejenere etmek istekilerini göstermek. 
 
Doğa ile bağımızı kuvvetlendirmek için çalışan Sadhguru, ‘Toprak sadece birkaç
kimyasal madde değildir, toprak yaşayan bir organizmadır’ diyerek sağlıklı bir toprağın biyoçeşitlilik için önemini vurguluyor. 

Yüzey toprağı dediğimiz toprağın ilk 30-40 cmlik alanında varolan yaşamın aslında varoluşumuzun temeli olduğundan bahseden Sadhguru, insanların bu varoluş temeli ile bağlantı kurmazlarsa, yaşamın doğası ve yaratımın kaynağı ile ilgili bilinçlenemeyeceklerinin altını çiziyor.





‘Her birinizin bu harekete katılmanızı istiyorum, bunu kendi hareketiniz haline getirin ve ulusunuza gereken bilinci yayarak, dünyanın geri kalanına da bu farkındalığı yayın.’








Toprağın zenginliği olmazsa yaşamın zenginliği de olmaz’ diyen Sadhguru, ülkeleri dolaşırken seslendiği kişilere, hükümetlerine ısrarda bulunmaları içinde çağrıda bulunuyor. Yöntem olarak halkların büyük sayılarda bir araya gelerek buluşmasının ekolojik olayların seçim konuları haline gelerek politikleşeceğini ve böylelikle hükümetlerin politikalarına ve yürütmeliklerine sürdürülebilir ekolojik çözümler için gerekli bütçe ve süreçleri dahil edeceğinin altını çiziyor. Aynı zamanda çocuklara ulaşmak için okullarla ‘Save Soil Children & Youth’ isimli bir proje başlatan Sadhguru uğradığı her şehirde onu destekleyen gönüllüler ile iş birliği içinde çalışmalarına devam ediyor. 

‘Toprağı yaşayan bir organizma olarak görmek, bu şekilde deneyimlemek ve bu şekilde korumak bu jenerasyona ait insanların bir sonraki nesiller için taşıyacağı miras olacaktır’ diyen Sadhguru, bu hareketi ilk Hindistan’da başlatıyor ve 2022’nın Mart  ayı itibariyle de tüm dünya ile paylaşmaya devam ediyor. 

Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte heyecan çok büyüktü.

Sadhguru 2022 senesini ‘Bilinçli Gezegen’ olarak ilan ederek, bu yolculuk ile birlikte okullara, hükümetlere ve halklara sesleniyor, ve mesajı basit, ‘toprağı kurtar’. 

Toprağı Kurtar websitesindeki bilgilere göre, tarım, ormanların yok oluşu, ve başka çeşitli olaylar sebebiyle yüzey toprağının alarm verici oranlarda aşınma ve bozulması söz konusu. Dünya çapında gıda için ayrılan arazilerin %52’si çoktan bozulmuş durumda. Gezegenimiz bir kriz içinde. Eğer toprağın aşınması bu oranlarda devam eders, bu bildiğimiz türde yaşamın sona ermesi anlamına gelebilir. 


Peki biz toprakla ilgili ne biliyoruz? 

Bilinçli Gezegen’in web sitesinde bulunan testte karşıma çıkan bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Dilerseniz siz de toprakla ilgili bilgilerinizi pekiştirmek için bu testi yapabilirsiniz. 

www.consciousplanet.org/soil

Bilgiler şu şekilde toparlanmış. Toprağın sadece birkaç mineral ve kayanın tozu olduğuna dair genel bir yanlış yorum vardır. Bir sürü insan toprak için pislik, kum, ya da gübre kelimelerini kullanabiliyor.  

Halbuki toprak gezegenimiz üzerindeki tüm yaşamın temelidir. Organik madde, mineraller, gazlar, sıvılar ve yaşayan organizmları bir arada barındıran komplike bir simbiyotik sistemdir. Humus ya da yaşayan organizmalar ve mikroplar olmadan, yani organik içerik olmadan toprak sadece cansız kumdan ibarettir.

Bir çay kaşığı toprak içinde dünyamız üzerinde bulunan insanlardan daha fazla yaşayan organizma barındırır, bu da 8 milyara yakın bir sayı. 

Pek çok yönden tüm besin zincirimiz ve ekosistemimizi destekleyen şey topraktır. Toprağın içindeki organik içeriğin zenginliği üzerinde bulunn tüm ona bağlı yaşamı sürdürür, buna insan hayatı da dahildir. Hatta İngilizce’de bulunan insan anlamına gelen ‘human’ kelimesi Latince’den gelen ‘humus’ kelimesinden türemiştir. Humus ise toprak demektir. Gelişen ve yaşayan toprak hayat için hayatidir. 


‘Humus’ (toprak), ‘humanity’ (insanlık), ‘humility’ (alçakgönüllülük) gibi pek çok kelimenin kökü aslında toprakla ilişkilidir, ve insan olmanın alçakgönüllü, tıpkı toprak gibi ayaklar altına serilen bir kavram olduğunu düşünmek algımızı ve yaşantımızı nasıl da değiştirebilir bir düşünün!

 


Okyanuslardan sonra toprak dünyamızın en büyük karbon küvetleridir. Organik içerik ile zenginleştirilmiş topraklar karbondioksiti hapseder ve depolar. Madalyonun diğer yüzünde ise, eğer toprak sabanla sürülerek kurumaya ve ölmeye bırakılırsa, (ki üstü örtülmeden nadasa bırakılan topraklar da buna dahildir) toprak aynı ölçüdeki karbondioksidi atmosfere salar.

Geçtiğimiz yüzyıla ait üretilen aşırı karbon emisyonlarından dünyayı temizleyebilmek için bitki yaşamını destekleyen organik içerik bakımından zengin topraklara ihtiyacımız var.

Topraklar dünya üzerindeki en büyük su emicidir. Soil is the largest water soak on the planet. Ziraat için gereken suyun %90’ı topraktan gelir. 

Toprağın çeşitliliği yine toprağa karışan suyun saflaştırılabilmesi için büyük rol oynamaktadır. Zengin toprak sadece yeraltı sularının yeterli seviyelerde olmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda tropik nehir sistemlerinin sağlığı için de önemli rol oynar. Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan su krizini çözmek için oynadığı rol gibi. 

Sağlıklı toprak aynı zamanda dünyanın pek çok yerinde meydana gelen tehlikeli sel ve kuraklık döngülerini bertaraf eder.

Topraktaki mikropların havayı kirleten maddeleri absorbe ettiği de kanıtlanmıştır. Toprağın misafir ettiği ağaçlar, bitkiler, çalı ve çimenler dünyamızın akciğerleridir, ve bize hayati oksijen sağladığı gibi fazla karbondioksiti de absorbe eder. Yeşil hava, temiz havadır! 

Bu gerçekliği anlamak için bir araştırma yazısına ihtiyacımız yok, zengin bir ormanda kısa bir yürüyüş bunu bize kanıtlayacaktır. 

Sağlıklı topraklar, sağlıklı gıda üretimine yol açar. Tarımın altyapısı ve gıda üretiminde kullanılan tüm bitkilerin büyümesi için temel topraktır. Sağlıklı topraklar gerekli besin, su, oksijen ve bitkilerin büyümesi ve gelişmesi için esas olan kök desteğini sağlarlar. Aynı zamanda bu topraklar şiddetli sıcaklık değişikliklerine karşı bitki köklerini korumak için tampon görevi görürler.



Peki toprak için tam olarak ne yapabiliriz? Çözüm sürecinin aşamaları nelerdir?

Dünyanın toprak ile ilgili konuşmasını ne yönde sağlayabilirseniz sağlayın. Herkes topraktan bahsetmeli! Toprağı merkez konu haline getirmek için harekete geçmeli diyerek yola çıkıyorlar. Bunu yapmak içinse Sadhguru, günde 10-15 dakikamızı sosyal medyada bu mesajı yaymak için kullanabileceğimizi söylüyor.



Bu akımın çağrısı, 3.5 milyar insanı, yani dünyamız üzerindeki %60 oranındaki seçmene ‘toğrağı kurtar’ çağrısını iletmek.



Şimdi harekete geçersek, bu krizin etkileri dünya çapında oluşturulan politikalar sayesinde toprak sağlığını korumak adına tersine çevrilebiliriz. İzole bireysel aksiyonlar bu gidişatı dönüştürebilmek için artık yeterli değil. Toprağın sağlığını garanti altına alabilmek için, tüm vatandaşların kolektif katılımı gerekmekte, ve bu da ancak dünya üzerindeki her ulusun gerekli politikaları benimsemesiyle sağlanabilir.






‘Toprağı Kurtar’ kampanyası kapsamında toprağın içindeki organik maddenin %3 ila %6 oranında geri getirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Gıda üretimi için kullanılan arazileri yeniden gölge altına almak, yani humus ile kaplamak (çıplak bırakmamak), ve toprağı bitki atığı ve hayvan gübresi ile zenginleştirmek hedefleniyor.





Yine ‘Conscious Planet’in websitesinde değiştirilen politikalardan bir başarı hikayesi örneğini paylaşmışlar. 1970’lerin ortasında bilimadamları sprey tüpleri, buz dolapları ve klimalarda kullanılan, kloroflorokarbon gibi insanlar tarafından üretilen kimyasalların ozon tabakasını (cilt kanserine sebebiyet verebilen günelşin zararlı ultraviyole ışınlardan bizi koruyan atmosferimizdeki tabaka) zedelediğine dair uyarıda bulunmuşlardı. 

1985’te Antartika üzerindeki ozon tabakasında oluşan deliğin boyut olarak giderek genişlediği onaylandı. Gelecek cilt kanseri, ölen bitkiler, ve dünya çapında zarar gören ekosistem vaad ediyordu. 1987’de ülkeler bir araya gelerek, -197 yedi ülke toplamda- bu kloroflorokarbonlar dahil benzer ozon tabakasını tüketen kimyasalları kullanmayı durdurmak için anlaşmak üzere Montreal Protokol’ünü imzaladılar. Bu politika, ozona zarar veren kimyasalların kullanımını %99 oranında azalttı. Bugün ozon tabakası iyileşiyor ve bu yüzyılın ortalarına doğru da tamamen kapanması öngörülüyor. 





Sağlıklı toprak her ulustan destekleyici politikalara ihtiyaç duyuyor 



Politikalar insanların desteğine ihtiyaç duyuyor


İnsanların desteği farkındalıkla oluşuyor


‘Toprağı Kurtar’ kampanyasına katılan kurum ve oluşumlar kimlerdir? 
Toprağı kurtarmak için harekete geçen ve çağrı yapan kurum, kuruluş, lider ve kişilerden bazılarını burada sizlerle paylaşıyorum.

ÖRGÜT & KURUMLAR

- UNEP (United Nations Environment Programme / Birleşmiş Milletler Çevre Programı) 
- World Food Programme (Dünya Gıda Programı)
- IUCN (Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği)
- FAO (Gıda ve Tarım Örgütü)
- World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü)
- Avrupa Birliği

EĞİTİMCİLER & UZMANLAR 
- Maria Helena Semedo
- Dr. Rattan Lal
- Erik Solheim 

DÜNYA LİDERLERİ & ÜNLÜLER
- Dalai Lama
- Jane Goodall
- Deepak Chopra
- Tony Robbins
- Rosaria Dawson
- Will.I.Am

ve daha pek çok insan olmak üzere bu hareketi destekliyorlar. 

Daha fazla bilgi edinmek için Bilinçli Gezegen’in websitesini ziyaret edebilirsiniz:  www.consciousplanet.org

Toprağı Kurtar’ Belgeselini izleyerek bilgilenmek isterseniz, aşağıda sizin için paylaşıyorum.