Dünya İçin, bilinçli yaşam yaklaşımını benimseyerek doğayı korumak adına jenerasyonlar arası bilgi paylaşımı yapan, atık temizliği, geri/ileri dönüşüm ve tasarım etkinlikleri düzenleyen bir sosyal oluşumdur.




ULAŞ
TAKİP ET
︎ Email
︎ Instagram
COP26 & DAHA FAZLASI




BİLGİ

︎︎


3 - 7 Kasım 2021
Çeviren ve derleyen: İrem Çetinor



Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen, 200’e yakın ülkenin dahil olduğu, açılımı ‘Conference of the Parties’ (Partilerin Konferansı) olan COP’un 26. toplaşması bu sene 31 Ekim’de başladı, ve 12 Kasım’a kadar sürecek. 

Ülkeler 2050’ye kadar sera gazı salınımlarını net sıfıra nasıl indirebileceklerini görüşmek üzere toplanıyorlar. 

COP 1, birinci konferans, 1995’te Berlin’de düzenlendi. 2 sene sonra, COP 3, Japonya’da düzenlenen görüşmede Kyoto Protokolü imzalandı, ülkeler karbon salınımlarını yasal olarak kontrol altında tutmayı kabul ettiler, fakat Çin ve Amerika bu sözleşmeye katılmadı.

2009’da Kopenhag’da gerçekleşen COP 15 epeyce bekleniyordu fakat beklentilerin karşısında hayal kırıklığı yarattı. 2015’te Paris’te gerçekleşen COP 21’de Kyoto’nun yerine Paris Antlaşması kabul edildi ve ülkelere Amerika ve Çin de dahil oldu, bu antlaşma ile birlikte küresel ısınmanın derecesini 2 derecenin altında, yani 1.5 derecede tutma hedefi konuldu.

Bu da 2030’a kadar global karbon salımınının %1 gerilemesi hedefi ile oluşturulmuştu, fakat bunun da yeterli olmayacağı görüldü. Ayrıca ülkeler verdikleri sözü tutma konusunda gerçekçi davranamadılar, ve bu sebeple Greta’nın öncülük ettiği bir genç aktivizm dünya çapında doğmuş oldu.  

2020’de Donal Trump Amerika’yı Paris Antlaşması’ndan çıkartarak akıl almaz politik yaklaşımını bir kez daha kanıtladı, neyse ki Biden ondan hemen sonra ülkeyi antlaşmaya yeniden dahil etti.

2020’de küresel ‘lockdown’ sebebiyle karbon salınımı %6 gerileyerek aslında asıl hedeflenmesi gereken %7’lik hedefe yakın bir etki yarattı. Yani insanların, yani hepimizin ekosistem üzerindeki etkisini düşünün. Önümüzdeki 10 senede, korona sürecindeki yavaşlamanın etkilerini dünya üzerinde göstermemiz gerekiyor! 

Bu bilgiler ışıgında da 2021’de Glasgow’dayız. Şu an ise, ülkeler, 2050’ye kadar karbon salınımlarını nasıl 0’a getireceklerini konuşuyorlar.


Peki bu iki hafta süren görüşmelerin temel odağına yakından bakalım. 

Küresel sıcaklık artışının önüne geçilmesi için gereken tüm araçlar, COP 26’da bu sene masaya yatırılıyor. Bunlardan en önemlileri, kömürü tamamen kullanım dışı bir enerji kaynağı haline getirmek, global iklim finansı konusunda yeni hedefler belirlemek ve yeni karbon salınımı hedefleri oluşturmak. 




Bunun dışında küresel iklim planı içinde: 

1- Özellikle az gelişmiş ülkeler için seller ve fırtınalar gibi konularda ülkelere erken uyarı sistemlerinin desteği oluşturmak,
2- Küresel ve gerçekten çalışacak bir karbon piyasası oluşturmak,
3- Doğa koruma konusunda çalışmalar yapmak, doğanın karbonu absorbe edebilmesi konusunda yeniden bir denge sağlamak 
4- Başka bir sera gazı olan methanın azaltılması (et üretimi sebebiyle en çok karşımıza çıkan bir gaz) 
5- Tamamen kömürden vazgeçmek 

gibi önemli konular bulunuyor. 

Geleceği karbondan arındırmanın trilyon dolarlara mal olacağından ötürü durum biraz karmaşık tabi ki, bu maliyeti kim karşılamalı tartışması, Paris Antlaşması’ndan bile önceye dayanıyor. 

2009’da gelişmiş ve zengin ülkeler, ve gelişmekte olan ülkelerin karbon salınımını düşürmelerine yardım etmek, ve yükselen deniz seviyesi, gıda ürünlerinin yetişememesi gibi küresel iklim krizi sebebiyle ortaya çıkan doğal felaketlerin etkilerine destek olmak amacıyla 2020’ye kadar her sene 100 milyar dolar bağışta bulunmayı kabul ettiler. Ama bu verilen sözlerin de tutulmadığını görüyoruz. 

Bu sebeple bu konferansın gerçekten ölüm kalım meselesi olduğunu ve dünya üzerindeki herkesi etkileyeceğini görüyoruz. Çünkü dünyamızı güvenli tutmak için elimizde olan zaman dilimi küçülüyor. 



Farklı düşünceler içinde endijen halkların ve azınlıkların bu görüşmelerden neden temsil edilmediği sorgulanıyor. Endijen halkların doğal düzen için en çok savaş veren ve koruma sağlayan halklar olduklarını ve tahribata karşı kendi ahenkli yaşantılarını sürdürebildikleri için yeni bir model oluşturulması adına elzem bir kitle olduklarını savunan pek çok genç aktivist de var. Bunlardan biri de Alice Eady, Jack ve Finn Harries’den oluşan ekip, earthrise.studio.


Geçtiğimiz günlerde instagram’dan COP 26’nın neden işe yaramayacağı ile ilgili yayınladıkları post’u buradan görüntüleyebilirsiniz.

Özetle, genel olarak bu konferansların içinde bulunduğumuz kapital düzen kapsamında çözülmesinin mümkün olmadığını, aksine yepyeni, daha adil, daha doğal, daha paylaşımcı ve eşitlikçi bir dünya sisteminin kurulması gerektiği çağrısını yapan binlerce genç insan var.

Bunun dışında Joe Biden, karbon salınımı konusunda epey bir söz verirken, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jingping Glasgow’a katılmıyor bile, ve tüm dünya söz konusuyken Çin’in iş birlikçi olmaması durumu zorlaştırıyor gözüküyor. Jingping’in yanında Putin’in de Glasgow’a teşrif etmediğini öğreniyoruz.






Bunun yanında Earth Shot Ödülü açıklandı, bunun içinde de umut, inovasyon ve çözüm odaklı düşünme tohumlarının olduğunu görüyor ve bunun gibi projelerin dünya çapında oluşması için heyecanlanıyoruz!

Doğa, hava, okyanuslar, atık ve iklim konularında çalışmalarını sürdüren dünya çapında bireylerin projelerini geliştirmeye devam edecekleri, ülkeler ve politik polemiklerden ziyade, bireyler ve daha küçük çaplı toplulukların, projeleri ile uzun soluklu etki yaratabildiklerini yeniden bize gösteriyor.

Ödüllendirilen projelerden bazılarına buradan erişebilirsiniz: 
www.takachar.com
www.coralvita.co

Daha fazla bilgi için: earthshotprize.org‘u ziyaret edebilirsiniz.





Son olarak, Cop26’dan çok sevdiğimiz ve saygı ile takip ettiğimiz David Attenborough’nun videosunu da sizinle paylaşmak isterim:




Çeviri çok yakında sizlerle.