Dünya İçin, bilinçli yaşam yaklaşımını benimseyerek doğayı korumak adına jenerasyonlar arası bilgi paylaşımı yapan, atık temizliği, geri/ileri dönüşüm ve tasarım etkinlikleri düzenleyen bir sosyal oluşumdur.




ULAŞ
TAKİP ET
︎ Email
︎ Instagram
DOĞAL ATIKLARA ÇÖZÜM: KOMPOST


BİLİNÇLİ YARATICILAR:
MEHMET BAŞARAN

︎


20 Haziran 2022 
Röportaj: İrem Çetinor

Daha iyi bir dünya için çözümler üreten, ECOTEC Atık Yönetim Hizmetleri A.Ş. ve ECOSTORE Doğa Dostu Ürünler Pazarlama ve Satış A.Ş. kurucusu Mehmet Başaran ile kendi süreci, atık çeşitleri, organik atıklar ve Türkiye’deki atık yönetimine dair yaklaşımları konuştuk.

İrem Çetinor: Mehmet Bey, zamanınızı ayırdığınız için çok teşekkürler. Öncelikle kısaca sizi bir tanıyabilir miyiz? 

Mehmet Başaran: 
Ben teşekkür ederim siz de bana vakit ayırdınız. Çevre ile ilgili konularda faaliyette bulunma isteğim 2008 senesine dayanıyor. Ondan önce 25 sene boyunca mühendislik ve mimarlık geçmişim var. 2008 krizinden sonra, çevre ile ilgili konularda somut bir şeyler yapmak istedim, belki yaptığım işlerden biraz sıkıldım bilemiyorum ve Ecotec Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm Hizmetleri Limited adında bir şirket kurdum.

Ecotec firmasını 2010 senesinde kurduğum zaman atık konusunda çok fazla bilgiye sahip değildim ama denize atlayıp yüzmeyi orada öğrenme yöntemini sevdiğim için, bu konularda çalışmak bana heyecan veriyordu.

Atık yönetimi konusunda çalışıyorum ve araştırmalar yapıyorum, şirket isminin uzantısını da Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm Hizmetleri diye koymuştum, İngilizce karşılığı Waste Management & Recycling Services oluyor. Aslında bu konu finansman ve organizasyon açısından çok daha büyük grupların yaptığı bir uğraş bu farklı atık gruplarını toplamak ve onları merkezi bir tesiste geri dönüştürmek.

Zaman içerisinde atık gruplarını (cam, metal, plastik, kağıt vb.) tanımaya başladım. Organik atıklar ve kompostlaştırma ilgimi çekmeye başladı ve kompost ile ilgili bilgiler edinmeye başladım. Atık sektörü tabi çok büyük bir sektör, uçsuz bucaksız, içinde kayboluyorsunuz. Organik atıklar konusunda çalışmak ilgimi çekiyordu, üstelik belli bir atık konusunda uzmanlaşmanın da doğru olacağını düşünmüştüm.

2010 senesinde organik atıkların yönetimi ve geri dönüştürülmesi ile ilgili Türkiye'de çok fazla bir farkındalık ve faaliyet yoktu. İlk önce, evde kompost yapımı ile ilgili ürünler ithal etmeye başladım. Bir taraftan da kompost makinaları ile ilgili de araştırmalar yapıyordum. Kimliği tam oturmamış bir Ecotec vardı o zamanlar. Sonra İsveçli Big Hanna firmasının Türkiye mümessilliğini aldım. Yemek atığı kompost makinasını dünya’da üreten ilk firmaydı Big Hanna.

Kompost makinası, yemek atıklarını, organik gübreye yani komposta dönüştürüyor. Hem üretilen atığın önemli bir kısmını geri dönüştürüyorsunuz, hem de toprak için çok önemli bir madde elde etmiş oluyorsunuz. O zamanlar tabii Türkiye’de bu konular çok az bilindiği için işler çok yavaş ilerliyordu.


‘Bireysel atıkların yaklaşık %45'ini
organik atıklar oluşturuyor.’



Mehmet Başaran, Ecotec ve EcoStore
firmalarının kurucusu.




İ.Ç.: ECOTEC Atık Yönetim Hizmetleri A.Ş.’nin sunduğu hizmet ve ürünlerden kapsamlı bir şekilde bahsedebilir misiniz? Geri dönüşümden ziyade organik atıkların değerlendirilmesi konusuna yönelmiş olduğunuzu görüyoruz. Bunun en temel sebebi neydi?

M.B.: Daha önce de bahsettiğim gibi, organik atıkların yönetimi ve geri dönüştürülmesi konusunda faaliyetlerimizi yoğunlaştırma kararı aldık. Toprağa faydası olan bir atık grubu ile çalışmak sevdiğimiz bir konu. Organik atıkların geri dönüştürülmesi konusunu çok önemsiyoruz. Ecotec’in ana faaliyet konusu öncelikle bu konuda toplumsal bilincin arttırılması. Tabii ki bu konuda workshoplar ve çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Bunun dışında organik atıkların geri dönüştürülmesi ile ilgili makina ve ekipmanın ithal edilmesi, zaman içinde de bunların Türkiye’de üretilmesi var. Ayrıca bu konuda danışmanlık hizmetleri de veriyoruz.



İ.Ç.: Kompostlaşan toprak ile ilgili belediyelerimizin veya şirketinizin bir yönetim yaklaşımı var mı? Birey veya kurumlar yönetemeyecekleri süreçlere girmek istemiyorlar genellikle. Yeni böyle bir yola girecek birey ve kurumlar için üretecekleri toprak ile ilgili önerileriniz ne yönde olur?

M.B.: Bu konu aslında elde edilen kompostun miktarı ile alakalı. Bireyler ve genellikle kurumlar elde ettikleri kompostu kendileri kullanmak istiyorlar, bahçelerinde veya yeşil alanlarında. Eğer bir kurumun elde ettiği kompost miktarı, yeşil alanlarında kullanabileceğinden fazla ise bu konuda yerel yönetimlerle ortak projeler üretebilirler veya çeşitli sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirebilirler. Çalıştığımız bazı kurumlar, elde ettikleri kompostu çalışanlarına (tohum ile birlikte) veriyor. Bazıları da Belediyeler ile iş birlikteliği yaparak kompostun park ve baahçelerde kullanılmasını sağlıyor.


İ.Ç.: Organik atıklar ile ilgili ürünler arasında ahşap pelet isimli bir malzeme var biraz bundan bahsedebilir miyiz? Ne işe yarar? Sadece kompostta değil ısıtma yöntemi olarka da kullanılıyor olduğunu görüyoruz. Bunun doğaya etkisi nedir?

M.B.: Benim ahşap pelet ile tanışmam 12 sene öncesine dayanıyor. Makinaları ithal ederken ahşap pelet de ithal etmeye başladık.  biz bu malzemeyi ilk makinalarla ithal ettik. Pelet dediğimiz, dünyada ‘biomass’ olarak biliniyor. Biyokütle, farklı maddelerden oluşabilir, örneğin zeytin çekirdeği gibi.

Ahşap pelet ise ahşap talaşın yüksek basınç altında sıkıştırılmasıyla elde ediliyor.Bu sayede 5,000 kcal’lik bir enerji değerine ulaşıyorsunuz. Bu tabi ki yenilenebilir bir enerji kaynağı. Avrupa'da birçok ülke bu şekilde ısınıyor ve elektrik elde ediyor. Ahşap pelet ile çalışan termik santraller var ve de tabii ki evlerde kullanılan pelet sobaları mevcut. Ayrıca konutların özel kazanlarında bu malzeme yakıt olarak kullanılıyor. Bu tamamen doğal bir yakıt olduğu için, fosil yakıtlar gibi doğaya bir zararı yok. Biz ahşap peleti kompost makinalarında karbon kaynağı olarak kullanıyoruz. Yani kompost makinalarının sarf malzemelerinden biri.

Ben 12 senedir bu sektörde çalıştığım için, hem yaptığım işler hem de olaylara bakışım dönüşüm geçirdi. 2012'de Coca-Cola Company'de ilk kompost makinasını devreye aldım, sonraki senelerde Beşiktaş Belediyesi’nde, Kanyon Avm’de, Sunset Restoran’da, MEF Okulları’nda ve Kaptan Demir Çelik’de kompost sistemleri kurdum.

Hem bireysel hem de endüstriyel alandaki kompost çözümlerini aynı şirket çatısı altında yürütüyordum. Sonra, bireysel alandaki kompost çözümlerini bir e-ticaret firmasının çatısı altında yürütmeye karar verdim.  Daha sonraları faaliyetin sadece kompostla sınırlı kalması, çevreyle uyumlu yaşam tarzını benimsemiş insanların diğer ihtiyaçlarını da karşılaması fikri oluştu. İnsanlar doğa dostu birçok ürünü bu sitede bulabilsinler; organik sabunlar, termoslar, kitaplar gibi. 2-3 sene önce bu şekilde Ecostore Doğa Dostu Ürünler Pazarlama ve Satış A.Ş.’yi kurdum. Yani faaliyetlerimizi şu anda iki şirket üzerinden yürütüyoruz. Bir tanesi, ECOTEC diğeri ise ECOSTORE.

Yemek atığı kompost makinaları ile ilgili oldukça önemli bir birikime sahip olduk. Bu cihazların daha ucuz ve daha kaliteli şekilde üretilmesi konusunda bazı çalışmalarımız var. Kompost makinalarının kullanımının yaygınlaştırılması en büyük dileğimiz.


İ.Ç.: Türkiye'deki ya da İstanbul'da geri dönüşüm ve atık yönetimi dediğimiz zaman özel şirketlere mi muhtacız? Özellikle geri dönüşüm ile ilgili hali hazırda yapılan çalışmaları nasıl takip edebiliriz? Belediyeler bu konuda ne noktada? Çoğumuz ‘Geri dönüşümde ilerleme kat edebiliyor muyuz ki, kompostta ne durumda olalım’ gibi bakıyor konuya, bu konudaki düşünceleriniz nedir?

M.B.: Tabii ki yerel yönetimlerde bir ilerleme var ancak bunun yeterli olduğunu düşünmüyorum. Yerel yönetimlerin bir çok projeye sponsor olması ve konuyu özendirmesi lazım. Belediyelerin daha etkili ve sürdürülebilir projeler üretmesi gerektiğine inanıyorum. Bu konuda deneyimli ve bilgili personele ihtiyaç vardır. Bu insanların belediyelerde istihdam edilmesi elzemdir. Tabii hep söylediğim gibi, toplumsal konuların tümünde olduğu gibi bu konunun da karma bir sistemle ve bütüncül bir yaklaşımla çözülmesi gerekir. Özel sektörün rolu hayati önemdedir. Şirketlerimiz sadece kârı düşünmemeli ve elde ettikleri kârın küçük bir bölümünü de çevre için harcamalıdırlar. Çünkü çevre olmazsa, işlerimiz de olmaz.

Her şeyde olduğu gibi burada da karma bir sistem kurmak icap eder. Yerel yönetimler olmadan atık konusu tabii ki çözülemez ancak özel sektörün de faaliyetleri çok önemlidir. Burada rasyonel bir iş birliğine gitmek gerekir. Özel sektörün ve yerel yönetimlerin yapacakları birbirinden farklıdır fakat konuyu bütüncül bir perspektiften ele almak elzem.

Öncelikle şirketlerin tümü kendi içlerinde atıklarını azaltmak ve geri dönüştürmek konusunda samimi bir çaba göstermeli, çalışanlarının farkındalığını da yükseltmelidir. Bu hem ambalaj atıklarında hem de organik atıklarda olmalıdır. Herhangi bir işlenmiş atıkları varsa bu zaten yapılmalıdır.

Yerel yönetimlerin, liyakatı esas alan bir anlayışla kadrolarını oluşturması ve sürdürülebilir bir şekilde çalışmalarına devam etmesi önemlidir. Özel sektördeki, çevre ve sürdürülebilirlik departmanları da eskiye göre çok daha verimli işler yapmaya başlamıştır. Bizler de sektör paydaşı olarak elimizden geldiği kadar çaba sarf ediyoruz. Sürdürülebilir bir çevrenin tesis edilmesi hepimizin öncelikli konusu olmalıdır.

Çevreye dönük faaliyetler yavaş yavaş 'Dostlar alışverişte görsün'den hakikaten bir şeyler yapmaya dönük politikaları değiştirmeye doğru gidiyor. Bir çok şirketin çevre ve sürdürülebilirlik bölümü var veya internet sitelerinde böyle gözüküyor. Bu bölümlerin daha etkili projeler üretmesi gerekiyor. Bazı şirketler bunu başarabilmiş durumda ama genelde böyle olmadığını görüyorum. Özel sektörün, iyi örnekler oluşturma ve farkındalık yaratma konusunda önemli bir işlevi olduğunu düşünüyorum.

İstanbul’da ve diğer illerde etkin çalışan belediyeler var. Belediyeler atıkları gidip almak yerine firmalara destek sağlayarak atıklarını yerinde geri dönüştürmeye teşvik edebilir. Organik atıklar için konuşuyorum, eğer illa ki atığı almak istiyorlarsa kompost şeklinde alabilirler, tabii ki bu kurumlar kompostu kendileri kullanmak istemiyorlarsa. Diğer ambalaj atıklarını da yetkili kurumlarda geri dünüştürme şartı getirilmeli. Atık sonuçta onu üreten kurumundur, belediyelerin değil. Belediyeler atıkları toplamak yerine toplamamak şekline bir strateji geliştirirlerse onlar için çok daha ekonomik ve rasyonel bir çözüm olur.



‘Bir kurum atıklarını kendi dönüştürüyorsa
bundan iyi bir fayda olamaz.’




Mehmet Başaran, Ecotec ve EcoStore
firmalarının kurucusu.



İ.Ç.: Kurumlarla iletişiminiz nasıl oluyor? Özellikle eğitim kurumları ile birlikte yapılabilecekler nelerdir, bu konuda planlarınız var mı?

M.B.: Tabii eğitim kurumları çok önemli, her şeyden önce insan yetiştiriyorsunuz. İyi örnekler çocukların hayatını etkiler ve onların hayat boyu bu alışkanlıkları sürdürmelerini sağlar. Onun için tüm okulların organik atıklarını (bahçe ve yemek) yerinde kompostlaştırması, çocukları da bu süreçlere dahil etmesi gerekiyor. Biz birçok okulda bu konuda workshop’lar yapıyoruz ve Ecostore’daki ürünlerden almalarını sağlıyoruz. Henüz çok az sayıdaki okulda kompost makinası var. İleride bu sayının artmasını temenni ediyorum.

Yemek atıklarını komposta çeviren makinalar her yerde kullanılıyor, dünyadan bahsediyorum. Eğitim kurumları, üretim tesisleri, alışveriş merkezleri, hapishaneler, hastaneler, oteller, catering firmaları ve konut alanları gibi. Yani yemeğin çıktığı her yerde bu cihazlar kullanılıyor. Organik atıkları geri dönüştürmek için bir merkezi tesise taşımak her zaman rasyonel bir çözüm olmayabilir. Yani bunları yerinde kompostlaştırmak önemli çünkü kompostlaştırıldığı zaman organik atığın hacmi %90, ağırlığı ise %50 azalıyor.


EcoStore’da bulabileceğiniz kompost bidonları 
EcoStore’dan erişebileceğiniz Bokashi kompost kiti

İ.Ç.: Genellikler bireylerin evlerinde kompost yapması ile ilgili ilk sordukları bunu neden yapayım, ve ortaya çıkan toprağı ben ne yapacağım? O zinciri nasıl daha döngüselleştirebiliriz?

M.B.: Ben bunu niye yapayım diye soran insanların düşünce şekline ne diyeceğimi bilemiyorum. Çevre ile ilgili konularda toplumsal bilincin yükseltilmesi gerekiyor. Çünkü tüm bahçe ve yemek atıkları atık sahasına gidiyor, orada da oksizjensiz ortamda kaldıklarından metan gazı salıyor. Metan gazı karbondioksit gazı gibi bir sera gazı fakat karbondioksite göre 25 kat daha fazla küresel ısınmayı arttıran bir gaz.

Bugün dünyadaki en büyük sorun, küresel ısınma ve iklim değişikliği. Eskiden gözle görünmüyordu, şimdi yavaş yavaş insanlar bunu hissetmeye başladı. Organik atıkların kompostlaştırılması, küresel ısınmanın azaltılmasına etki eden bir olay. Kompostlaştırmanın diğer önemli tarafı ise kompostun toprak için hayati bir kaynak olması. Sağlıklı bir toprağa sahip olmak ve sağlıklı gıdalar tüketmek istiyorsak, toprağımızı kompost ile takviye etmeliyiz.


İ.Ç.: Şu anda dünya ölçeğinde toprağın ilk 30-40cm’lik bölümündeki organik içeriğin %3'ün altına düştüğüne dair bir bilgi ile karşılaştım, ki bu da toprağın içindeki pek çok mikroorganizmanın ölmesi ve dolayısıyla tüm yaşamın etkilenmesi anlamına geliyor. Türkiye'de de yüzey toprakta bulunan organik maddenin arttırılması için emek sarfetmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz.

M.B.: Tabi ki, kompost dediğimiz doğal bir döngü. Dünyadaki bütün organik malzemeler, farklı canlılar vasıtasıyla, hem mikro hem makro organizmalar vasıtasıyla biyokimyasal bir reaksiyon sonucu tekrar topraktaki canlıların kullanabileceği besin formuna dönüşüyor. Eskiden dünya bunu yapabiliyordu ama şimdi artan nüfus, şehirleşme vs. sebebiyle, doğa bunu kendisi yapamıyor.

Bir fabrika düşünün 8,000 kişi çalışıyor, 8,000 kişi günde 3 tona yakın yemek atığı üretir. Bunları artık doğanın komposta dönüştürmesi imkansız. Şey gibi düşünün, eskiden denize iki bardak pis su atsanız bir şey olmazdı belki, tabiat bunu kompanse edebilirdi, ama bir fabrikanın bütün atığını nehire verirseniz artık ona bir şey yapamaz, belli bir süre sonra artık oradaki bütün canlılar ölür.

Dolayısıyla herkesin bireysel olarak kompost yapması lazım. Ecostore evde kompost yapımı konusunda oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahip.

Şöyle düşünün, Türkiye ortalamasından bahsediyorum, bir kişinin evsel atık miktarı günde 1.2 kg. Bunun %40’ı yaklaşık olarak 500gr eder. Yani bir kişi her gün 500 gr yemek atığını çöpe atıyor.
İstanbul nüfusu 15 milyon desek 7.5 milyon kilo organik atık her gün ‘çöpe' atılıyor. Türkiye nüfusu 80 milyon, 40 milyon kg atık her gün çöpe atıyoruz, yani bu korkunç bir rakam.


‘1 ton organik atığın çöpe
atılması 4 ton karbondioksit’in
atmosfere salınması demek.’



Mehmet Başaran, Ecotec ve EcoStore
firmalarının kurucusu.


EcoStore’da bulabileceğiniz solucan kompost örtüsü.
Dolayısıyla burada çok büyük bir çaba harcamamız gerekiyor. Bunun için biz ne yapıyoruz, workshoplar, konuşmalar yapıyoruz, kitap yazıyorum şimdi kompost ile ilgili, makinalar üretiyoruz, bireysel alanda insanlar kullansın diye ürünler ithal ediyoruz gibi gibi.


İ.Ç.: Kişisel bir yorum sorusu sormak istiyorum size. Günümüzde ‘sıfır artık', ‘atıksız yaşam' gibi konular oldukça trend halde. Sizin hitap ettiğiniz kitlede de ‘plastik kamış' değil de ‘kağıt kamış' kullanayım diyip sadece trende uymak için alışveriş yapanlar var mı? Kitlenizin alışkanlıklarını değiştirmek adına yönlendiriyor musunuz?
M.B.: Biz websitemizde, sürdürülebilir yaşamı benimsemiş insanlara çözümler sunuyoruz ve de onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Trende uymak için sitemizi ziyaret edenlerin hiç bir mahsuru yok, trend diye başlayıp bu yaşam tarzını benimseyen çok insan var.

Kitap bölümümüz, doğa, bahçecilik, hayvan hakları, arka bahçe habitatı ve kişisel gelişim gibi konularla ilgili. Müşterilerimiz bana 7/24 ulaşabilirler, ürünü satın aldıktan sonra kurulum aşamasında da bana sorular soruyorlar, ürünlerimiz açıkçası çok ucuz ürünler de değil

Ürünlerimizi gerçekten doğayla uyumlu yaşamak isteyen insanların aldığını düşünüyorum. Örneğin bir kahve termosumuz var, dünyadaki ilk kullanılmış kağıt bardakların geri dönüştürülmesi ile elde ediliyor, Circular&Co. diye. Bizim kitlemiz biraz daha özeldir, ve ekseriyetle hakikaten bu işi gönülden yapmak isteyen insanlar.


İ.Ç.: Mehmet Bey, kendi sürecinizden, kompost yapmanın faydalarından, yaptıklarınızdan, yapacaklarınızdan, İstanbul’daki belediyelerin yaklaşımından ve genel olarak iki şirketinizin yapılarından bahsettik, vaktiniz ve paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederiz. Çalışmalarınızın devamını diliyoruz.

M.B.: Ben teşekkür ederim, biz de #dünyaiçinburadayız. Görüşmek üzere.








Bighanna kompost makinasının nasıl çalıştığı ile ilgili bilgi almak isterseniz, aşağıdaki video’da nasıl çalıştığını inceleyebilirsiniz: 




Farklı kompost yapım teknikleri için bahçenize uygun çözümlere ulaşmak için EcoStore ürünlerini inceleyebilirsiniz: