Dünya İçin, bilinçli yaşam yaklaşımını benimseyerek doğayı korumak adına jenerasyonlar arası bilgi paylaşımı yapan, atık temizliği, geri/ileri dönüşüm ve tasarım etkinlikleri düzenleyen bir sosyal oluşumdur.




ULAŞ
TAKİP ET
︎ Email
︎ Instagram
DÜNYA İÇİN 2 GÜN: ‘FOUNDATIONS EARTH’


Reisdere’de bulunan Ağanbey Çiftlik’te gerçekleştirdiğimiz çalışmadan bir görüntü. 


DÜNYA İÇİN
ETKİNLİKLER

︎



9 Ekim 2023 
Yazan: İrem Çetinor

Dünya İçin 1 Gün, 2 Gün, 3 Gün... 2018 senesinden beri devam eden etkinliklerimiz, topluluk ağımıza aldığımız insanlarla beraber dönüşmeye ve gelişmeye devam ediyor. 

Bu sene çocuklar ve gençler için bir etkinlikler serisi oluşturmak yerine topluluğumuza dahil olan, doğayı, doğanın düzenini korumak isteyen akranlarımız ve yakın çevremizden konuklarımızla buluştuk. Tamamen yetişkinlere yönelik olan bu çalışmada bizi her konuda destekleyen ve kapılarını açan Ağanbey Çiftlik ve sevgili Serra İleri ve ailesine, Ashoka Türkiye‘nin program direktörü Gizem Kendik, Yekpare‘nin kurucusu Merve Kavas ve POSTANE İstanbul’un kurucu direktörü Yaşar Adanalı ve etkinlik sorumlusu Mert Balıkçı’ya ve Gijs Spoor ile tanışmamıza vesile olan Earthist Network’ün kurucusu Berk Sohtorik’e sonsuz teşekkürler! 

Bu sene sevgili Ashoka Fellow Gijs Spoor’u ve ona ait iki proje olan #GreenSilkRoad ve Foundations Earth aracılığıyla edindiği deneyimlerini paylaşmak ve topluluk ağımızın becerilerini birbirleriyle paylaşabilmeleri ve birbirlerinden öğrenebilmeleri için bir araya geldik. Oldukça kısa bir sürede, oldukça yoğun bir programla buluşmalarımızı 26-27 Ağustos’ta İzmir Reisdere ve 29 Ağustos’ta İstanbul Galata’da iki buluşma olarak gerçekleştirdik. 

Gijs Spoor, Hindistan’da, tüm ülke bireylerinin, inançların, politikaların ve milletlerin ötesinde insanların barış ve ilerici bir uyum içinde yaşayabilecekleri evrensel bir kasaba olan Auroville’de yaşıyor. 14 seneyi aşkın bir süre boyunca Hindistan’da organik pamuk yetiştiriciliği üzerine çiftçi eğitimleri üzerinde sosyal girişim ve inovasyon çalışmaları bulunuyor. Çiftçilerin 1’er m2’lik alanlarda tarım arazilerini inceleyerek ürünlerin kalitesini ölçtükleri deneysel çalışmalardan, tarla ziyaretlerine kadar pek çok topluluk ve tarım üzerine çalışma yapmış, rejeneratif tarım ve ormancılığı çevresinde uygulamış çok değerli bir kişi kendisi.

Hatta Hollanda’da okul yıllarında, üniversite Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi’nde ‘Fairtrade ve Organik Tarım’ üzerine okurken okulunun bölümü kapatma ihtimalini duyunca protesto ederek fakültenin devamlılığını sağlamak için çalışmalar yaparak eğitim sürecinde bile aktivistliğini korumuş - kutunun dışında çok etkileyici bir birey! 

Bu sene Nisan ayında pek çok değerli arkadaşımızla birlikte Kahramanmaraş’ta çocuklar ile ‘Dünya İçin: Doğa ve Sanat’ başlığı altında KAF Kolektif’in desteği ve izniyle çalışmalar yaparken tanıştık. Gijs, İran üzerinden sadece karadan yaptığı seyahate devam ederken, ülkeye giriş yaparak Maraş’a yanımıza uğradı ve alanda gençlerle birlikte ve kampımızda vakit geçirdik.

Şimdi, İzmir ve İstanbul’da arka arkaya birlikte gerçekleştirdiğimiz etkinliklerin de birer özet ve değerlendirmesini sizlerle paylaşacağım! Dünya İçin etkinliklerinin devamı için bizi takip etmeye devam edin!


#dünyaiçinburadayız 







Dünya İçin 2 Gün: FOUNDATIONS EARTH 

Gün 1: 26 Ağustos @Ağanbey Çiftlik, Reisdere



Etkinliğimiz 26 Ağustos’ta Gijs’in yönlendirmeleriyle dolu bir akış ile başladı. Birlikte tasarladığımız güne, öncelikle ikişer kişilik gruplara ayrılıp birbirimizi dinleyerek ve dinlediğimiz kişileri daha sonra çemberde birbirimize anlatarak başlattık.

Sonrasında ‘Web of Life’ isminde ‘Yaşam Ağı’ anlamında gelen meditasyonu deneyimledik. Yaşam Ağı, zamanda ve mekanda genişlemeyi hayal ederek, genetik kodumuza, aile bağlarımıza, ve bizi çevreleyen doğayla bağ kurabilmek için perspektifimizi genişlettiğimiz bir farkındalık çalışması.

Bedenimizi oluşturan DNA’yı, atalarımızı, atalarımızın atalarını düşünerek öncelikle zamanda bir yolculuk yapıyoruz. Sonrasında coğrafyada olduğumuz alandan tüm dünyaya bağlandık. Zihnin hayal etme gücünü kullanarak öncelikle kendi algımızı derinleştirerek içinde bulunduğumuz anın içinde çapalandık.

Bunun hemen ardından bitkiler ve ağaçlar ile nefes çalışması yaparak, insan dışındaki türler ile aramızdaki koşulsuz ve sonu gelmeyen anlaşmayı fark etmeye çalıştık. Aldığımız nefesin, soluduğumuz karbondioksitin nasıl bizi çevreleyen bitkilerin besini olduğunu, ve bu bitkilerin ürettiği oksijenin nasıl bizi vareden yapı taşı olduğunun altını çizerek sürecimizi derinleştirdik.

Davetlilerimiz arasında Mine Pakkaner, Begüm Özkaynak, Emine Boyner de olmak üzere, katılımcılarımız arasında Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi’nin (BAÇEM) şube müdürü Nazım Tanrıkulu, Bi’Avuç markasının kurucu ortakları Öktem Aykut ve Ania Drobina, Earthist Network’ün kurucusu Berk Sohtorik, Toprak Koruyucuları ve Orman İyeleri’nden Reha ve Şeyma Sağ, Kokopelli Şehirde’nin kurucu ortaklarından Elif Çatıkkaş, Atelier Tenera’nın kurucu ortağı Ela Mete, doğal boya ve tekstil tasarımcısı Clara Sagana, Waldorf eğitim felsefesi uygulayıcısı Nisan Eskicioğlu ve daha pek çok kişiyi ağırladık. 

Program dahilinde Gijs’in ‘World Cafe’ yani ‘Dünya Kafe’ isimli çalışmasına katıldık. Bu çalışma kapsamında temel bazı sorulara çeşitli oluş halleriyle cevap vermeye çalıştık. 
Bu oluş halleri, ‘YAPMA HALİ’ - Yönetme / ‘BİLME HALİ’ - Anlam Yaratma  / ‘OLMA HALİ’ - İlişki kurma şeklindeydi.  

‘DOING’ - Governance / ‘KNOWING’ - Sense Making / ‘BEING’ - Relating 



Üzerine düşündüğümüz temel sorular: 


1- Etkilenen tüm varlıkların anlamlı bir şekilde katılımını sağlayacak ne tür yönetim/karar alma şekli mümkündür?
(What kinds of governance / decision making are possible that enable all affected beings to participate in a meaningful way?)


2- Gezegen ölçeğindeki sorunlar hakkında düşünebilmek ve bunlara göre hareket edebilmek ve en çok etkilenen insanlara öncelik verdiğimizden emin olmak için ne yapmamız / öğrenmemiz / kendimizi donatmamız gerekiyor? (Çevremizdeki hızla değişen karmaşık sistemleri anlamamıza ve bunlara uyum sağlamamıza hangi bilme/öğrenme yolları yardımcı olacaktır?)
(What do we need to do / to learn / to equip ourselves with in order to be able to think about and act on planetary scale problems and make sure we prioritise the people who are most affected? (What ways of knowing / learning will help us make sense of and adapt to the fast changing complex systems around us?))


3- İnsanları doğadan ayrı görmeyen, her şeyin karmaşık olduğunu ve hiçbir şeyin kesin olmadığını kabul eden yeni ve eski varoluş biçimlerini nasıl uygulayabiliriz?
(How can we practise new & old ways of being that don’t see humans as separate from nature, and that acknowledge things are complicated and nothing is certain?)



Sorular üzerine öncelikle düşündük.
Ardından gruplar halinde cevaplarımızı yazdık.


Son olarak da bir ekip olarak Foundations Earth’ün Avrupa’da Sheffield, Berlin ve Amsterdam’da gerçekleştirilen diğer ağlarının da bir parçası olabilmek ve bu dünya çapında yaratılan ekibin bir parçası olurken birlikte neler yapabileceğimize odaklandık. Global sosyal ağın içinde akademisyenler, çiftçiler, araştırmacılar ve politik kararların alınması konusunda çalışan kişiler de bulunuyor.

Next Steps’ yani Bir Sonraki Adımlar başlığında hangi konularda çalışmak isteyebileceğimizi, ne konularda destek verebileceğimizi, birlikte neler yapabileceğimizi, ve hangi iletişim platformları üzerinden konuşmak isteyebileceğimizin detayları üzerinde durarak biraz daha netleştik.

Her hangi bir ağın genişlemesi ve sürebilmesi için dahil olan her bireyin ne koşulda ve hangi yönde dahil olabileceğinin önceden belirlenmesinin önemini daha önceki etkinliklerimizde fark etmiştik, o yüzden bu aşamanın değeri gerçekten çok büyüktü. 






Dünya İçin 2 Gün: FOUNDATIONS EARTH
Gün 2: 27 Ağustos @Ağanbey Çiftlik, Reisdere


Foundations Earth’ün ağırlıklı olarak zihinsel ve içgüdüsel olarak fikirlerimizle bağlantı kurduğumuz çalışmasının ardından yaratıcılık ve üretimle dolu bambaşka bir gün başladı.

Doğa ve çevremizle bağlantı kurmanın birinci adımının beden, zihin ve kalp uyumu olduğunu fark ettikten sonra bunun yöntemlerini öncelikle kendim için aramaya başladığım bu yolculukta - doğa bilinci ve birlikte üretim gibi konuları da birleştirmeye çalışmamın sonucu yolumun kesiştiği insanlarla birlikte ortaya çıkan bir oluşumdu Dünya İçin 2 Gün, ve hala bu şekilde derinleşmeye ve dönüşmeye devam ediyor. 


Ekibin bir kısmı bir arada poz verdik! ︎ Soldan sağa, Gijs, Clara, Nisan, İrem, Serra, Fırat, Berk, Özgü, Vehbi ve Beril.


Bu yolda değerlerimizin örtüştüğü ve kesiştiği bireylerle birlikte ürettiğimiz ve pekiştirdiğimiz tüm güzellikleri çevremizle paylaşmaya devam ediyoruz. Şimdi de programa bir göz atalım. 




Günlük Akış: 


10:00 - 11:00 // Açılış Çemberi
11:30 - 12:30 // Özgü İrikök ile Hareket Atölyesi
12:40 - 13:40 // Nazım Tanrıkulu ve Ania Drobina ile Sezgisel Bitki Tanıma Atölyesi 
15:20 - 15:50 // Öktem Aykut ile Bitki Frekansları Atölyesi 
16:00 - 17:00 // İrem Çetinor ile Bitki Örüntüleri Atölyesi 
17:00 - 18:30 // Ela Mete ve Clara Sagana ile Doğal Tekstil Boyama Atölyesi 
19:00 - 21:00 // Serra İleri ile Ağanbey Çiftlik Aile Yemeği 
21:00 - ____ // Kutlama ve müzik  




AÇILIŞ ÇEMBERİ

Dünya İçin Bir Arada:

Gijs’ın önderliğinde, birlikte olma niyetlerimizi, neler üzerine odaklandığımızı, paylaştığımız alanları konuşarak güne başladık.

Açılış çemberimizden bir görüntü, herkes birbirini duyduğu, anladığı şekilde birbirine anlatıyor. 




ÖZGÜ İLE HAREKET

Tüm beden, Enerjinin Uyanışı:

Tüm günün programına öncelikle Özgü ile, bedenimizi harekete geçirerek, hislerimizi aktive ederek ve bedenimizi uyandırarak başladık. Bedenin içinde, duyularla birlikte neler oluyor, nasıl dönüşebilir, neler dikkatimizi çağırıyor, tekil ve çoğul olarak nasıl salınabiliriz, görülmek ve görünür olmakla ilişkimiz nedir, gibi daha pek çok soru ve suali keşfe çıktık.


Serhat Acarlı ve Öktem Aykut’un darbuka ve handpan dinletisi eşliğinde kolektif dönüşüm için utançtan uzaklaşarak duyularımızı aktive ederek, sese uyumlanıp dans ettik.





NAZIM VE ANIA İLE SEZGİSEL BİTKİLER 

Koku, His:

Sonrasında uyanan duyularımızı aktive ederek çevremizde bulunan envai çeşit zehirli ve sağlığımıza yararlı olan bitkiler arasında bir ayrım yapmayı gözlerimiz kapalıyken hissederek tanımlamayı pratik ettik, ve farklı çeşitlerin özelliklerini öğrendik. Gözlerimi kapalıyken, dokunma ve sezgisel ve içgüdüsel olarak ayrı ayrı nasıl katmanlarına odaklanabiliriz bitkinin, bu diyarlara birlikte daldık biraz. 


Nazım Tanrıkulu ve Ania Drobina, doğadaki zehirli ve yararlı bitkileri nasıl sezgilerimizle ayırt edebileceğimizden, ve bunun nesiller arasındaki genetik kodumuza nasıl işlendiğinden bahsediyorlar. 





ÖKTEM İLE BİTKİ FREKANSLARI

Duyu:

Hemen ardından Öktem’in liderliğinde PlantWave ile birlikte bizi sarmalayan zeytin ağaçlarını ve çevrelerinde yetişen kardeş bitkilerin frekanslarını o bitkiler ile etkileşime geçerken dinleyip gözlemledik. Hareket ettiğimizde çevremizdeki bitkilerin şarkılarının ve tepkilerinin nasıl çeşitlendiğini, değiştiğine tanıklık ettik. Bu aplikasyon bitkiler ile insanlar ve diğer canlılar arasındaki görünmez bağları keşfetmemiz için muazzam bir araç!


Hep birlikte hareket edip, toprağa dokunarak bitkilerin notalar üzerinden ses frekanslarına tanıklık ettik. 




İREMİX İLE BİTKİLER VE ÖRÜNTÜ

Görü, Gözlem, Bakış:

Bitkilerin frekanslarına uyumlandıktan sonra, çevremizi saran doğal canlılar aleminden bizi çeken, bize hitap eden bitkileri seçtik, ve içlerindeki örüntülere dikkat ederek ikili gruplar halinde çizim çalışmaları yaptık. Öncelikle dışımızda ardından içimizde neler oluyor bunları hissetmemize yardımcı olan bu çalışma ile tüm iki gün boyunca yaptıklarımızı ifade etme şansımız da oldu.


İkili gruplara ayrılarak seçtiğimiz bitkilerin içindeki örüntülere ve birbirimize dair gözlemlerimize odaklandığımız çizim seansından bir görüntü. 




DOĞAL BOYAMA

Bilinçli Üretim:

Tüm süreçlerimizin sonunda Ela ve Clara’nın tekstil ve doğal boyaya dair bildiklerini birlikte keşfetme şansımız oldu. Ceviz kabuğu, meşe palamudu, kök boya ve daha pek çok farklı malzemeler ile denemeler yaptığımız bir tekstil boyama süreci dışında, ekoprint adında bitki ve çiçeklerin tekstil üzerine direkt kontağı ile elde edilen bir yöntemi de deneyerek çeşitli baskılar elde ettik. Kullanılan bitkiler için ekinezya ve hayıt da vardı. Süreç keşif ve deneme yanılma dolu oldukça keyifli ve öğretici bir yandan da kolektif bir süreçti. Gijs de dünya üzerinde bıraktığı izleri ve tüm seyahat yolculuğunu betimleyen bir sanat eseri üretti, ve bu da onu çok memnun etti!


Özgü boyama atölyesinden çıkan bazı ürünleri kurutmaya asarken. 

Ela’nın üretimleri hepimize armağan oldu! ‘Prosperity for Everyone!’




AĞANBEY’DE AKŞAM YEMEĞİ

Bilinçli Tüketim:

Günü son olarak Serra’nın chef’liğinde ortaya çıkan muazzam lezzetleri tadarak sonuçlandırdık. Özellikle yerel çiftçi ve üretici desteklemek için pazardan yaptığımız alışveriş ve Ağanbey’e ait olan ürünlerden oluşturduğumuz menü ile herkesi tepe tepe doyuracak muhteşem tattaki yemekleri hep birlikte yeme fırsatımız oldu. Acurdan incire herşey mevsiminde, adil ve doğal yetiştirilince tadından geçilmiyor gerçekten de, hele de sevdiklerinizle paylaşabiliyorsanız daha ne istersiniz ki?!


Ağanbey Çiftlik’in sahibi Serra’nın ellerinden çıkan mütiş yemek, günü sonlandırmak için harika bir hediyeydi.




Tüm etkinliklerden farklı farklı başka kareleri de sizinle paylaşmak istiyorum. Hakikaten herkesin emeği, fedakarlığı, dostluğu ve güveniyle birlikte ürettiğimiz bu iki günü burada sözlerle anlatmaya çalışmak biraz zor. O kadar güzellik ve emek var ki her karenin arkasında. Bundan sonraki adımımız bunu daha fazla ve doğru insanla bir araya getirmek olacak! Aşağıda gün içinden ve kuruluş aşamasından bir çok kare görebilirsiniz. 


Çiftlikteki giriş alanı ve programımız! 
Ela ve Clara’nın muazzam boyama alanı! 

Benim atölyemden güzel anlar! 
Ela ve Clara’nın atölyesinden bazı eserler
Nazım ve Ania’nın büyücülük anları ︎
Serra muhteşem üretimlerini yaparken! 

Gijs çizim atölyemizde hisleri ve düşünceleriyle bağlantı kuruyor
Özgü ile Birlikte Hareket! 

Nazım Tanrıkulu ve Ania Drobina ile Sezgisel bitki tanıma seansı 
Ela Mete bitkil banyolarını hazırlarken





Dünya İçin 1 Gün: FOUNDATIONS EARTH
29 Ağustos / @POSTANE, İstanbul


İzmir’in hemen ardından yeniden yollara düşüp bu sefer İstanbul’da POSTANE İstanbul’da etkinliğimizi gerçekleştirdik. Bu sefer sadece Foundations Earth’ün çalışmalarından oluşan yarım günlük bir program hazırladık. 

Yekpare’nin kurucusu Merve Kavas, Ashoka Türkiye programlar direktörü Gizem Kendik, Earthist Network’ün kurucusu Berk Sohtorik, Paris’te sosyoloji doktorası yapan ve Auroville’de kadınlar ile menstruel sağlık üzerine hizmet veren Eco-Femme ile çalışmış olan Cansu Gürkaya, POSTANE İstanbul’un kurucusu Yaşar Adanalı, Eczacıbaşı’nda Sürdürülebilirlik üzerine çalışan Kaya Demiralp ve mantarlar ile şifa üzerine odaklanmış Fungio Lab’in kurucu Güzide Arslan’dan oluşan oldukça küçük ve samimi bir ekiptik. 

Yine günün akışında en önemlisi ‘temele dair sorular’ı yeniden sorduk, bu sefer sosyal girişim ve sosyal girişimleri destekleme üzerine deneyimi olan, kurumsal yaklaşımlarda çalışan katılımcılarımızın sosyal, psikolojik ve genel olarak deneyimlerine dayalı içgörüleri üzerine konuya odaklanmak oldukça besleyici ve düşündürücüydü. 

Yönetim biçimleri, anlam yaratımı ve ilişkilenme biçimlerimiz üzerine derinleştiğimiz bu seanslarda, kurumsal olarak Foundations Earth ve Dünya İçin’i nasıl farklı sosyal etkinlikler ve içeriklerle destekleyebileceğimiz üzerine çeşitli beyin fırtınaları ve süreç tasarıları yaptık. 


Gijs’in temel soruları 

Ve onları düşünürken zihnimizi açık tutmamızı anlatımı ile sağlarkenki hali! 

Gijs ve Yaşar sistemler ve yönetim biçimlerine dair fikirlerini paylaşırken

Cansu Eco-Femme’deki çalışmalarını paylaştıktan sonra 


Kaya, Merve ve Berk fikirlerini paylaşıyor

Yaşar POSTANE’deki ekip içi yaklaşımlarından bahsediyor

Grup çalışması için hazırlıkları yaparken

Gijs kutunun dışında düşünmemiz için çalışırken


Bu etkinlik sürecimizde de ‘Next Steps’ yani sonraki adımlar aşamasında bu sefer kurumsal ortaklıklar, gençler ve yetişkinler için yapılabilecek daha global düzeyde çalışma olanaklarının potansiyel adımlarını konuştuk.

Postane, Yekpare, Ashoka ve Eczacıbaşı dahilinde Dünya İçin ve Foundations Earth’ün ortak etkinliklerinin gerçekleştirilebilmesi için periyodik toplantıların yapılması konusunda anlaştık, ve bir sonraki aşamalarda yeniden görüşmek niyetiyle etkinliğe son verdik. 





GENEL DEĞERLENDİRME


Gerçekleştirdiklerimize dair bir değerlendirme yazmam gerekirse, öncelikle Dünya İçin’in iki farklı atmosferde, kırsal bir alan ve şehirde bir yapının içinde nasıl farklı tepkimelere sebebiyet verebileceğini gözlemleme şansım oldu.

Tüm bu süreçte aslında gençlere ve daha farklı kitlelerin bilinçlerinde değişim ve dönüşüm yaratabileceğini düşündüğümüz alanlar üzerine odaklanarak, ne tür açılımlara vesile olabileceğimizi görüp mutlu oldum.


Bunu bencil veya küstah bir yerden değil ama sadece birlikte deneyimlemenin keyfini ve keşfin heyecanını paylaşmak üzere yapabilmek bile başlıbaşına bir başlangıç, kendimiz ve dünya için!

Kişi sayısından, alanların yapısına, birlikte gerçekleştirilen meditasyondan, birlikte üretime kadar pek çok çeşitli unsuru süzgecimizden geçirdik. Yine organizasyona ve iletişime dair geliştirilecek pek çok alan gördük. Sponsorluklar ve ortaklıklar ile ilgili daha farklı çözümler üretmemiz gerektiğini fark ettik. Mesela, dünyanın farklı yerlerinde partnerlik kurabileceğimiz imkanlarımızın olması fikri bana çok heyecan veriyor.

‘Atıklar, doğa, toprak, tüm canlılar, yaratıcı üretim ve daha fazlası için bir araya gelen insanlar.. Gerçekten çok gurur ve mutluluk verici.’


Ülkelerin ve coğrafyaların tutumlarının ötesinde doğa, doğa koruma ve yaratıcılık üzerine çalışmalar yapabilecek olmamız olanağı gerçekten olağanüstü. Makro sorunlara geniş ama lokal ve mikro yaklaşımlarla müdahale edebilecek ve çözüm oluşturabilecek olmak insanı motive ediyor. #thinkglobalactlocal akımına biz de sonunda katılmış olduk! 

Hatamız olmadı mı? Olmaz olur mu? Ama deneye yanıla her sene daha da güzel hale getirdiğimiz, daha hemhal olduğumuz, daha derinden deneyimlendiğimiz bir paylaşım olmaya başladı ‘Dünya İçin’.



Her yeni serüvende ‘bu daha başlangıç!’ demeyi, ve daha da ötesi, her bitişi bir başlangıç olarak görebilecek mütevazilik ve kabulde olmayı, her yeni serüvenden bir şeyler öğrenerek devam edebilmeyi öğreniyoruz. Bireysel davranışlarımızın parçası olduğumuz topluluğa etkisini, topluluğun paylaşımlarının tüm dünyaya yayılışını her sana paylaştıklarımızda gözlemliyoruz ve damla damla büyüyoruz.

Belki yazdıklarım biraz soyut veya ‘hippie’ kaçabilir ama tüm bu deneyimlerin biraz da sevgi yolunda pişmek olduğu bilincinde yürüdüğümüz ve konuları çok daha bütünsel bir yerden algıladığımızda, ve ayrıştırmak yerine birleştirdiğimizde farklı çıkarımlar yapabilir oluyoruz. O yüzden herşey çok kıymetli, her deneyim paha biçilemez. (Mastercard! ︎ şaka şaka..)

O yüzden bu sene veya önümüzdeki seneler için hedeflerimizi belirlemeye başladık bile. Yolda tanıştığımız farklı kişiler ve topluluklarla da bir araya gelerek, daha olgunlaşmış bir Dünya İçin 3 Gün ile yakın zamanda karşınızda olacağız.

Kurumlarla ve bireylerle kurduğumuz güzel ilişkiler sayesinde aynı değerler çerçevesinde buluşabiliyor olmak harika bir gerçeklik. Bundan sonraki adımları birlikte tasarlamak, ve tüm deneyimlerimizden öğrenerek yeni tasarımlarla paylaşım yapabilmek niyetiyle bu yazıyı burada sonlandırıyorum.

#dünyaiçinburadayız! 

#hepbirlikte