DÜNYA İÇİN
BİR GÜN
BİR GÜN
︎
21 Ağustos 2019
Yazan: İrem Çetinor
Yazan: İrem Çetinor
İlk toplaşmamızı 12 Ağustos 2018’de gerçekleştirdiğimiz Dünya İçin Bir Gün etkinliğini Beyza Meşe, Levin Özdoğan, Emir İnanç, İdil Küçüknalbant, Karel Bensusan ve ben İrem Çetinor olmak üzere 6 arkadaş bir araya gelerek Riva sahillerinde başlattık.
Bu buluşmamızda nelerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk. Sadece daha önceden bunu tek başıma yaptığım için öngörerek yanımıza hazırladığım,yeniden kullanabileceğimiz inşaat çuvalları, İKEA alışveriş çantaları ve hepsini yeniden değerlendirebileceğimiz beybi marka iş eldivenleri vardı.
Bir de niyetim keyifli bir gün de geçirmemiz olduğu için ‘Ambalajsız Piknik’ adını taktığımız bir piknik fikri de geliştirdik. Yanımıza piknik örtüleri, mat, kamp sandalyesi gibi güzel bize keyif ve motivasyona verecek şeyler de getirerek bunu taltı bir şehirden kaçamak haline getirmek ve arkadaşlarıma iyi vakit geçirtmek istiyordum. Böylece, herkes evinden yaparak getirdiği veya ambalajı olmayan bir yiyeceği yanında getirecekti. İçecekler için de termoslar hazırladık. Böylelikle günün temasına uygun doğa dostu bir piknik yapma şansımız olacaktı.
Bu buluşmamızda nelerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk. Sadece daha önceden bunu tek başıma yaptığım için öngörerek yanımıza hazırladığım,yeniden kullanabileceğimiz inşaat çuvalları, İKEA alışveriş çantaları ve hepsini yeniden değerlendirebileceğimiz beybi marka iş eldivenleri vardı.
Bir de niyetim keyifli bir gün de geçirmemiz olduğu için ‘Ambalajsız Piknik’ adını taktığımız bir piknik fikri de geliştirdik. Yanımıza piknik örtüleri, mat, kamp sandalyesi gibi güzel bize keyif ve motivasyona verecek şeyler de getirerek bunu taltı bir şehirden kaçamak haline getirmek ve arkadaşlarıma iyi vakit geçirtmek istiyordum. Böylece, herkes evinden yaparak getirdiği veya ambalajı olmayan bir yiyeceği yanında getirecekti. İçecekler için de termoslar hazırladık. Böylelikle günün temasına uygun doğa dostu bir piknik yapma şansımız olacaktı.
Ön hazırlıkları yaparken dikkat ettiğimiz, minimum arabayla seyahat etmek, tüketimimizde ambalaj üretmemek, gün içinde dehidre olmamak için bol bol su içmek gibi koşullarımız vardı, ve ardından sahilde kendimize bir çalışma istasyonu belirledik.
İlk başta sahilde karşımıza çıkan vaziyete hayretler içinde bakarken, en çok da, o kadar atığın arasında hiç bir şekilde rahatsızlık duymadan denize giren insanlara şaşırdık. Sandalyeleriyle resmen ‘çöp’lerin içinde oturan bir sürü insan vardı. Ve hemen kollarımızı sıvadık.
Yan tarafta, ben, Beyza, Emir ve İdil Küçüknalbant tüm sahile yayılarak, öncelikle atıkları doğadan ayırmak için çalışmalarımıza başladık.
Yan tarafta, ben, Beyza, Emir ve İdil Küçüknalbant tüm sahile yayılarak, öncelikle atıkları doğadan ayırmak için çalışmalarımıza başladık.
Ayırmadan önce topladığımız atıklardan bir görüntü.
İdil epey minyon bir arkadaşımız, ama yine de yanındaki atık dağı herhalde onun bir senede üreteceği atıktan daha fazla olabilir.
Beyza plastik toplamaya devam ederken, pet şişelerin kapaklarını ayırma fikrini ortaya attı.
Levin, bizim için bir arkadaşımız taradından atıklardan üretilen atık kepçemizi kullanırken.
Gruplara ayrılmanın aslında bize ne kadar vakit kazandırdığını gördük, birkaç kişi, direk atıkları toplarken, diğerleri toplanan atıkları ayırarak onları gerekli çuvallarına doldurmaya başladı. Atıklarımızı, cam, plastik, metal ve ambalaj atığı olarak ayırmaya çok dikkat ettik. Plastik şişe kapaklarını ayrıca toplayarak tekerlekli iskemle kampanyası için bağış olarak kullanmaya karar verdik.
Ama en çok kumaş, bebek bezi gibi gruplara tam olarak ayıramadığımız atıklarla ilgili sorun yaşadık. Yaptığımız iş inanılmaz zor olsa da, güneşin altında ve deniz kenarında birlikte böyle birşey yapmanın gerçekten yorucu olmasına rağmen çok eğlenceli olabileceğini gördük. Birbirimize yardım etmenin, yorulduğumuzda dinlenmenin, çalıştıkça sahilin temizlendiğini görmenin gerçekten apayrı bir keyfi vardı.
Gidişatı sisteme oturtmamız da epey zaman aldı, çünkü hepimiz bunu ilk defa deneyimliyorduk, o yüzden de zaman yönetimi ve genel olarak gün sonuna doğru karanlık bastırmadan ve enerjilerimiz tükenmeden atıkları doğru şekilde ayırıp Beykoz Belediyesi’nin atık istasyonuna götürme konusunda biraz sıkıştık diyebilirim. Ama yine de bu kısmı da kesinlikle çok emeğimize değer bir keyifle gerçekleşti.
Tüm bu süreç içinde, en önem verdiğimiz de, sahildeki kişilerin bize katılması, onların da durumla ilgili bilgilenmesi oldu, bizim canla başla çalıştığımızı gören diğer günü birlikçiler de bir noktada bize destek olmaya ve yerlerinden kalkarak merakla niye bunu yaptığımızı anlamaya çalıştılar. Onlarla konuşmak belki de gün içinde yapabileceğimiz en değerli şeydi.
Ama en çok kumaş, bebek bezi gibi gruplara tam olarak ayıramadığımız atıklarla ilgili sorun yaşadık. Yaptığımız iş inanılmaz zor olsa da, güneşin altında ve deniz kenarında birlikte böyle birşey yapmanın gerçekten yorucu olmasına rağmen çok eğlenceli olabileceğini gördük. Birbirimize yardım etmenin, yorulduğumuzda dinlenmenin, çalıştıkça sahilin temizlendiğini görmenin gerçekten apayrı bir keyfi vardı.
Gidişatı sisteme oturtmamız da epey zaman aldı, çünkü hepimiz bunu ilk defa deneyimliyorduk, o yüzden de zaman yönetimi ve genel olarak gün sonuna doğru karanlık bastırmadan ve enerjilerimiz tükenmeden atıkları doğru şekilde ayırıp Beykoz Belediyesi’nin atık istasyonuna götürme konusunda biraz sıkıştık diyebilirim. Ama yine de bu kısmı da kesinlikle çok emeğimize değer bir keyifle gerçekleşti.
Tüm bu süreç içinde, en önem verdiğimiz de, sahildeki kişilerin bize katılması, onların da durumla ilgili bilgilenmesi oldu, bizim canla başla çalıştığımızı gören diğer günü birlikçiler de bir noktada bize destek olmaya ve yerlerinden kalkarak merakla niye bunu yaptığımızı anlamaya çalıştılar. Onlarla konuşmak belki de gün içinde yapabileceğimiz en değerli şeydi.
Ben, Beyza ve Emir, atık ayırma istasyonumuzda bu kadar atıkla ne yapacağımızı düşünürken, bir yandan çalışıyoruz.
Plastik bir pet şişe içinden uzanan bir bitki filizi, hayat her türlü canlanıyor, bunu görmek bize umut verdi.
Siz de arkadaşlarınızla bunun gibi organizasyonlar yapabilir, birlikte inisiyatif alabilir ve görmek istediğiniz değişim olabilirsiniz. ‘Bir aksiyon ne değiştirir ki?’ demenin hiç bir anlamı yok, çünkü arkasını kollayabildiğiniz, diretebildiğiniz, paylaşabildiğiniz ve kabul ettirebildiğiniz her değişim kalıcı olacaktır.