Su içinde yüzen mikroplastikler.
BİLİNÇLİ TÜKETİM
︎
16 - 24 Haziran 2021
Yazan: İrem Çetinor
Yazan: İrem Çetinor
TAPP WATER Barcelona ekibi bir atık toplama etkinliğinde bir arada!İrem Çetinor: Öncelikle kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
Furkan Özkaya: Öncelikle selamlar! Sizlerle tanıştığımız ve bunları ifade edebilmek adına bizlere vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Biz kendimize TAPP Water Türkiye Ailesi diyoruz. Aslında gerçekten de kendimizi bir aile olarak görüyoruz. Ekibimizde herkes arkadaş ve birbirimizi iyi anlıyoruz. Ben Furkan. TAPP Water Türkiye marka direktörüyüm ve dijital operasyonların başındayım. Barselona’da ve İstanbul’da eş zamanlı olarak bir hayatım var. İlker, Natali, Gökhan, Atakan, Cihan, Konan, Cansu, Vedat ve dönemsel projelerimizde yanımızda olan, hepsi birbirinden çok değerli bir çok yakın arkadaştan meydana geliyoruz. Temelimizde ‘gerçekten’ sevgi var.
‘Artık plastik şişe ve damacanalara
veda etmek çok kolay!’
Furkan Özkaya - TAPP WATER Türkiye Marka Direktörü
İ.Ç: TAPP WATER serüveniniz nasıl başladı? Neden TAPP WATER?
F.Ö: Aslında bu soruyu 2 açıdan yanıtlamayı uygun görüyoruz. TAPP Water serüveni, Barselona’da 2015 yılında #jointheTAPPrevolution hareketi adı altında bir devrim gerçekleştirmek için doğdu.
Dünya çapında neredeyse 600 milyon hane, su içme gibi temel bir ihtiyacını plastik şişe ve damacana içerisinde tüketiyordu. Bu yılda 280 milyara yakın şişelenmiş su ve plastik atığı demek. Piyasadaki mevcut su arıtma sistemleri ise; kurulum/kullanım kolaylığı, maliyet, işlevsellik, ürün kalitesi, takibi ve çevrecilik bütününden çok uzaktaydı.
Tam da bu noktada şişelenmiş doğal kaynak suyuna ‘oyun değiştirici’ bir alternatif olarak, dünyada ilk defa biyolojik olarak parçalanabilen ve neredeyse sıfır CO2 ayak izi olan bir su filtresi, Magnus Jern and Alex Schwarz tarafından TAPP WATER adıyla piyasaya sürüldü. Aslında ‘tap water’ musluk suyu anlamına gelir, biz de TAP (musluk) ve APP (uygulama) kelimelerinden marka ismimizi türettik. Markanın çok gelişmiş bir tüketim takibi platformu var her kullanıcımızın kullanıp takip edebileceği. Bu da çağımıza uyan ve genç kesimin kolaylıkla kullanabileceği bir yaklaşım olduğu için mutluyuz!
TAPP WATER’ın kullanıcı panelinden bir görüntü. TAPP Water Türkiye serüveni ise bizim için 2020 Mart ayında başladı. Barselona’dan yalnızca 10 günlüğüne İstanbul’a gelmiştim. Bu sürede pandemi, kriz, uçuş yasakları derken hep birlikte bi ‘ne oluyoruz ya?’ moduna girdiğimizi dün gibi hatırlıyorum. Tabi herkeste bir paranoya dönemi, bir akım vardı, duşta damacana yıkayan insanlar belki hatırlarsınız :) Aslında tam o anda TAPP Water’ı Türkiye’de var etme fikri doğdu benim için. Sonrasında ise hızlıca heyecanımı arkadaşlarımla paylaştım. Barselona ekibi ile planımızı oluşturduk, önümüzdeki bariyerleri gördük ve Türkiye’deki çok değerli ekibimizi var ettik. İnsanların desteği ve değişime olan hazır duruşları bize en büyük motivasyonu sağladı. Günün sonunda buradayız.
TAPP 2 Twist ürününün kompartmanları.
İ.Ç.: TAPP WATER tam olarak nedir? Bu yabancı markayı neden Türkiye’ye getirmek istediniz?
F.Ö: TAPP Water, aslında bir ‘sürdürülebilir yeni nesil su filtreleri’ girişimidir. TAPP 1 ve TAPP 2 olarak farklı ürünlerimiz var. Şu anda en güncel ürünümüz TAPP 2 Twist ve TAPP 2 Click. Nedir? Dünyada eşi benzeri olmayan ilk Bluetooth teknolojili, akıllı, biyolojik olarak parçalanabilen kartuşlara sahip, hindistan cevizi kabuğundan üretilen organik ve ekonomik bir musluk suyu filtresidir. Piyasadaki muslukların %95’ine takılabilir, anında çıkartılıp seyahatlere götürülebilir. Taşınabilir ve sadece içerisindeki yedek kartuşu 3 ayda bir değiştirerek ömür boyu kullanabilirsiniz. Her bir kartuş 1200 L arıtma gücüne sahip. Bu rakam, piyasadaki en yakın rakibimizin 2 katı büyüklüğünde.
F.Ö: TAPP Water, aslında bir ‘sürdürülebilir yeni nesil su filtreleri’ girişimidir. TAPP 1 ve TAPP 2 olarak farklı ürünlerimiz var. Şu anda en güncel ürünümüz TAPP 2 Twist ve TAPP 2 Click. Nedir? Dünyada eşi benzeri olmayan ilk Bluetooth teknolojili, akıllı, biyolojik olarak parçalanabilen kartuşlara sahip, hindistan cevizi kabuğundan üretilen organik ve ekonomik bir musluk suyu filtresidir. Piyasadaki muslukların %95’ine takılabilir, anında çıkartılıp seyahatlere götürülebilir. Taşınabilir ve sadece içerisindeki yedek kartuşu 3 ayda bir değiştirerek ömür boyu kullanabilirsiniz. Her bir kartuş 1200 L arıtma gücüne sahip. Bu rakam, piyasadaki en yakın rakibimizin 2 katı büyüklüğünde.
TAPP WATER’ı bu şekilde musluğunuza takabiliyorsunuz.
Biz TAPP’i hiç bir zaman yabancı olarak görmedik aslında. Bizim en büyük ilhamımız, hepimizin kendi hayatlarında günden güne daha fazla önem verdiği ‘etik tüketim, sürdürülebilirlik ve günlük alışkanlıklar’ ve suya kolay erişimin sağlanabilmesi olmuştu. TAPP, gerçekten de bir çok noktadan eşsiz ve erişilebilir ekonomik bir ürün. Türkiye’de ise çok büyük bir ihtiyacı giderebilecek ve gerçekten de insanların büyük bir kısmının hayatında aradığı bir şey. Kullanıcılarımızdan en çok aldığımız geri bildirim hayatlarının kolaylaştığı yönünde. Musluğu açtığınız anda içilebilir su akması ve bunu sağlarken çevreye zarar vermiyor olduğunuzu hissetmek, herkes için güzel bir duygu olmalı.
İ.Ç: Arıtma suyu Türkiye’de güvenli mi? Kullanmayı isteyen kişilere neler söylemek isterdiniz?
F.Ö: İnsanlara sorduğunuzda genellikle ‘hayır, musluk suyu içilemez’ gibi bir algı olduğunu görmek mümkün. Bu nedenle bir çok insan damacana su tüketiyor. Bununla birlikte marketlerde satılan 6’lı pet şişe suların tüketim oranı da fazla. Fakat sağlıklı olduğu düşünülen bu suların %92’sinde, OrbMedia’nın yapmış olduğu bir test araştırmasında mikroplastiklere rastlanıyor. TAPP Water is bu mikroplastikleri dahil olmak üzere filtreleyen nadir filtrelerden olduğu için çok heyecanlıyız! Muhtemelen mikroplastiklerin insanlar için zararlarını önümüzdeki zamanlarda daha sık duyacağız ve öğreneceğiz.
F.Ö: İnsanlara sorduğunuzda genellikle ‘hayır, musluk suyu içilemez’ gibi bir algı olduğunu görmek mümkün. Bu nedenle bir çok insan damacana su tüketiyor. Bununla birlikte marketlerde satılan 6’lı pet şişe suların tüketim oranı da fazla. Fakat sağlıklı olduğu düşünülen bu suların %92’sinde, OrbMedia’nın yapmış olduğu bir test araştırmasında mikroplastiklere rastlanıyor. TAPP Water is bu mikroplastikleri dahil olmak üzere filtreleyen nadir filtrelerden olduğu için çok heyecanlıyız! Muhtemelen mikroplastiklerin insanlar için zararlarını önümüzdeki zamanlarda daha sık duyacağız ve öğreneceğiz.
Evet, Türkiye’de musluk suyu içilebilir kalitededir. Türkiye’de musluktan akan su; Avrupa Birliği (EC), Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO), ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) öngördüğü kriterlerin üstünde içilebilir kalite, lezzetli ve sağlıklıdır. Fakat dağıtım noktalarında eklenen klor, bol kalsiyum ve magnezyum karbonatla bir araya gelen kireç ve eski su boruları, suyun kalite ve lezzetini etkiliyor.
Arıtma noktasında ise piyasadaki ‘ters ozmoz’ teknolojisi kullanan ‘arıtma firmaları’, adeta birbiriyle yarışıyor, insanları her gün arıyor ve sistemlerini kullanmaları için teşvik ediyorlar. Kıyaslama yapıldığında bu sistemlerin çok ciddi atık su üretmesi, taşınamaz/ağır yapıları, pahalı bakım ve filtre değişim maliyetleri, kalite eksikliği vb. düşünüldüğünde tercih edilmiyorlar.
Bu noktada TAPP Water olarak insanlara kendi musluklarından akan ‘gerçekten sağlıklı ve lezzetli’ suyu sağlıyoruz. En çok karşılaştığımız ‘bu kadar küçük bir cihaz nasıl bu kadar hızlı arıtabiliyor ki? gerçekten arıtıyor mu?’ soruları, aslında insanların kullanmayı düşündüğünü ama çekinceleri olduğunu gösteriyor.
TAPP, Türkiye ve 36 ülkede bağımsız biyoloji laboratuvarları tarafından test edildi ve onaylandı. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda ise tam 3 amaç kategoride SOLAR IMPULSE 2019 verimlilik sertifikası aldı. Aynı zamanda da Vegan bir ürün.
Kullanmak isteyen her bir kişiye bunları anlatmaya çalışıyor, 30 gün koşulsuz denemelerini istiyor ve memnun kalmadıklarında ise ücretsiz iade alıyoruz. İade oranımız da %2 civarı. Yani TAPP’i deneyen gerçekten çok seviyor ve hayatına hemen entegre ediyor.
İ.Ç: İlhamınızı nerden alıyor, motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?
F.Ö: SuCo ile yaptığımız iş birliği için ürettiğimiz TAPP x SuCo mataralarının üzerine “Just trying to save the world, no big deal” yazmıştık biraz mizah ile. Aslında ilhamımızı tam bu noktada buluyoruz. Gündelik alışkanlıkları değiştirebilme ve bununla doğru orantıda kendi gücümüzün yettiği kadar dünyayı kurtarmanın verdiği huzur, eylemlerimizde bize ilk güç veren şey oluyor. Tabiki yolda karşımıza çıkan problemler, insanlara güveni sağlamak, bunu korumak, gündelik gündemden izole kalıp daima aynı enerjiyle üretmek, emek vermek yer yer bizi yorgun hissettirse de motivasyonumuzu ‘dünya için’ hep canlı tutuyoruz.
İ.Ç: Hangi markalarla iş birliği yapmak isterdiniz?
F.Ö: Bugüne kadar SuCo, Vodafone, AXAFit, Los Botanicos gibi markalarla dönemsel işbirliklerimiz oldu. Suyu, doğayı, iklimi ve dünyamızı korumak adına projeler yapmak isteyen tüm markalarla ve en çok da belediyelerle iş birlikleri yapmayı çok istiyoruz. Planlamalarımız arasında bu tarz bir kaç projeyi önümüzdeki dönemlerde hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Biz aslında tüm markalar ile iş birlikleri tekliflerine hazırız ve bunun için web sitemizde bir sayfamız var.
![]()
İ.Ç: Suyumuzun geleceği, ve suyu bize ulaştıran sistemlerin geleceği ile ilgili düşünceleriniz neler?
F.Ö:Tek kullanımlık plastik şişeler ve şişelenmiş su üretimi eko sistemlerimize zarar vermekte, deniz yaşamını tehlikeye atmakta ve besin zincirini kirletmektedir. Misyonumuz, şişelenmiş su ihtiyacını ortadan kaldıran, kullanımı kolay, sürdürülebilir ve uygun fiyatlı ürünler yaratmaktır.
İ.Ç: Siz dünya için ne konularda harekete geçiyorsunuz? Ne konularda hala yol katedebilirim diye düşünüyorsunuz?
F.Ö: Bizim bugün hareket ettiğimiz en büyük gündemimiz tabiki doğal su kaynakları ve temiz okyanuslar. TAPP Water olarak ana hedefimiz, 2023 yılına kadar 1 milyar plastik şişe atığından kaçınmak.
#TAPPkahramanı olarak gördüğümüz kullanıcılarımız sayesinde somut verilere sahibiz ve bunları sürekli olarak güncelliyoruz.
- 30+ milyon adet plastik şişe (yaklaşık 907 ton) atığının denizlere karışmasını,
- 7+ milyon kg C02’nin dünyaya salınmasını,
- 83+ milyon L tatlı su kaynağının şişelenmesini,
TAPP Water ile engelledik.
Tabi ki burada durmayı hiç bir zaman düşünmüyoruz. Hem ürün materyalleri hem de erişilebilirlik açısından sürekli olarak ürün mühendisliği ve araştırmalarımızı devam ettiriyoruz.
İ.Ç: Bilinçli bireyler olarak markaların oluşturduğu farkındalık ve sürdürülebilir ekonomiler / yaratımlar / sistemler hakkında ne düşünüyorsunuz?
F.Ö: Çoğu zaman hayatın günlük akışında farkında olmasak da gerçekten de sadece 1 tane dünyamız var ve burası bizim ortak evimiz. İnsanlar temiz gıdaya, şirketler ise hammaddeye erişimde zorlandıkça, özellikle artan nüfus ve plansız üretim/tüketim alışkanlıklarıyla birlikte sürdürülebilir kalkınma, bir tercih değil bir zorunluluk olarak ele alınmalı. Zamanla bu bilinç artsa da harekete yarın değil bugün geçmemiz gerektiğine gönülden inanıyoruz.
Mesela Birleşmiş Milletler’in 17 farklı kategoride aksiyon beklenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları var. Buradaki her hedef çok önemli ve tüm sistemlerin buna entegrasyonu sağlanmalı. Biz de TAPP Water olarak 3 kategorinin kesin çözüm sağlayıcısı olmaktan hem huzur hem gurur duyuyoruz.
İ.Ç:Bu konulara giriş yapmak isteyen gençlere önerileriniz ne olurdu?
F.Ö: Araştırma ve doğruyu öğrenip yorumlama! Toplumdan bir refleks olarak aldığımız tüketim alışkanlarını her açıdan araştırıp doğruyu bulmalarını öneriyoruz. Çünkü gündelik küçük alışkanlıklarımızın görünmeyen sonuçlarını öğrendiğimizde, aslında koca bir devrim etkisi yaratan alternatif çözümlerin, hayatımızdaki küçük değişikliklerde saklandığını keşfedecekler. Bu küçük gibi gözüken çözümlerin ise yaratacağı büyük etkinin verdiği huzur, en büyük kazanç olacak kendilerine. Biz de bildiğimiz, öğrendiğimiz ve yarattığımız aksiyonları yakın çevremize anlattığımızda, onların aslında bu konularla ne kadar ilgili ve değişime hazır olduklarını keşfediyoruz.
İ.Ç: Bu değerli bilgileriniz ve yaptıklarınız için çok teşekkür ederiz!
F.Ö: Biz teşekkür ederiz!
Arıtma noktasında ise piyasadaki ‘ters ozmoz’ teknolojisi kullanan ‘arıtma firmaları’, adeta birbiriyle yarışıyor, insanları her gün arıyor ve sistemlerini kullanmaları için teşvik ediyorlar. Kıyaslama yapıldığında bu sistemlerin çok ciddi atık su üretmesi, taşınamaz/ağır yapıları, pahalı bakım ve filtre değişim maliyetleri, kalite eksikliği vb. düşünüldüğünde tercih edilmiyorlar.
Bu noktada TAPP Water olarak insanlara kendi musluklarından akan ‘gerçekten sağlıklı ve lezzetli’ suyu sağlıyoruz. En çok karşılaştığımız ‘bu kadar küçük bir cihaz nasıl bu kadar hızlı arıtabiliyor ki? gerçekten arıtıyor mu?’ soruları, aslında insanların kullanmayı düşündüğünü ama çekinceleri olduğunu gösteriyor.
TAPP, Türkiye ve 36 ülkede bağımsız biyoloji laboratuvarları tarafından test edildi ve onaylandı. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda ise tam 3 amaç kategoride SOLAR IMPULSE 2019 verimlilik sertifikası aldı. Aynı zamanda da Vegan bir ürün.
Kullanmak isteyen her bir kişiye bunları anlatmaya çalışıyor, 30 gün koşulsuz denemelerini istiyor ve memnun kalmadıklarında ise ücretsiz iade alıyoruz. İade oranımız da %2 civarı. Yani TAPP’i deneyen gerçekten çok seviyor ve hayatına hemen entegre ediyor.
İ.Ç: İlhamınızı nerden alıyor, motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?
F.Ö: SuCo ile yaptığımız iş birliği için ürettiğimiz TAPP x SuCo mataralarının üzerine “Just trying to save the world, no big deal” yazmıştık biraz mizah ile. Aslında ilhamımızı tam bu noktada buluyoruz. Gündelik alışkanlıkları değiştirebilme ve bununla doğru orantıda kendi gücümüzün yettiği kadar dünyayı kurtarmanın verdiği huzur, eylemlerimizde bize ilk güç veren şey oluyor. Tabiki yolda karşımıza çıkan problemler, insanlara güveni sağlamak, bunu korumak, gündelik gündemden izole kalıp daima aynı enerjiyle üretmek, emek vermek yer yer bizi yorgun hissettirse de motivasyonumuzu ‘dünya için’ hep canlı tutuyoruz.
İ.Ç: Hangi markalarla iş birliği yapmak isterdiniz?
F.Ö: Bugüne kadar SuCo, Vodafone, AXAFit, Los Botanicos gibi markalarla dönemsel işbirliklerimiz oldu. Suyu, doğayı, iklimi ve dünyamızı korumak adına projeler yapmak isteyen tüm markalarla ve en çok da belediyelerle iş birlikleri yapmayı çok istiyoruz. Planlamalarımız arasında bu tarz bir kaç projeyi önümüzdeki dönemlerde hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Biz aslında tüm markalar ile iş birlikleri tekliflerine hazırız ve bunun için web sitemizde bir sayfamız var.
İ.Ç: Suyumuzun geleceği, ve suyu bize ulaştıran sistemlerin geleceği ile ilgili düşünceleriniz neler?
F.Ö:Tek kullanımlık plastik şişeler ve şişelenmiş su üretimi eko sistemlerimize zarar vermekte, deniz yaşamını tehlikeye atmakta ve besin zincirini kirletmektedir. Misyonumuz, şişelenmiş su ihtiyacını ortadan kaldıran, kullanımı kolay, sürdürülebilir ve uygun fiyatlı ürünler yaratmaktır.
İ.Ç: Siz dünya için ne konularda harekete geçiyorsunuz? Ne konularda hala yol katedebilirim diye düşünüyorsunuz?
F.Ö: Bizim bugün hareket ettiğimiz en büyük gündemimiz tabiki doğal su kaynakları ve temiz okyanuslar. TAPP Water olarak ana hedefimiz, 2023 yılına kadar 1 milyar plastik şişe atığından kaçınmak.
#TAPPkahramanı olarak gördüğümüz kullanıcılarımız sayesinde somut verilere sahibiz ve bunları sürekli olarak güncelliyoruz.
- 30+ milyon adet plastik şişe (yaklaşık 907 ton) atığının denizlere karışmasını,
- 7+ milyon kg C02’nin dünyaya salınmasını,
- 83+ milyon L tatlı su kaynağının şişelenmesini,
TAPP Water ile engelledik.
Tabi ki burada durmayı hiç bir zaman düşünmüyoruz. Hem ürün materyalleri hem de erişilebilirlik açısından sürekli olarak ürün mühendisliği ve araştırmalarımızı devam ettiriyoruz.
İ.Ç: Bilinçli bireyler olarak markaların oluşturduğu farkındalık ve sürdürülebilir ekonomiler / yaratımlar / sistemler hakkında ne düşünüyorsunuz?
F.Ö: Çoğu zaman hayatın günlük akışında farkında olmasak da gerçekten de sadece 1 tane dünyamız var ve burası bizim ortak evimiz. İnsanlar temiz gıdaya, şirketler ise hammaddeye erişimde zorlandıkça, özellikle artan nüfus ve plansız üretim/tüketim alışkanlıklarıyla birlikte sürdürülebilir kalkınma, bir tercih değil bir zorunluluk olarak ele alınmalı. Zamanla bu bilinç artsa da harekete yarın değil bugün geçmemiz gerektiğine gönülden inanıyoruz.
Mesela Birleşmiş Milletler’in 17 farklı kategoride aksiyon beklenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları var. Buradaki her hedef çok önemli ve tüm sistemlerin buna entegrasyonu sağlanmalı. Biz de TAPP Water olarak 3 kategorinin kesin çözüm sağlayıcısı olmaktan hem huzur hem gurur duyuyoruz.
İ.Ç:Bu konulara giriş yapmak isteyen gençlere önerileriniz ne olurdu?
F.Ö: Araştırma ve doğruyu öğrenip yorumlama! Toplumdan bir refleks olarak aldığımız tüketim alışkanlarını her açıdan araştırıp doğruyu bulmalarını öneriyoruz. Çünkü gündelik küçük alışkanlıklarımızın görünmeyen sonuçlarını öğrendiğimizde, aslında koca bir devrim etkisi yaratan alternatif çözümlerin, hayatımızdaki küçük değişikliklerde saklandığını keşfedecekler. Bu küçük gibi gözüken çözümlerin ise yaratacağı büyük etkinin verdiği huzur, en büyük kazanç olacak kendilerine. Biz de bildiğimiz, öğrendiğimiz ve yarattığımız aksiyonları yakın çevremize anlattığımızda, onların aslında bu konularla ne kadar ilgili ve değişime hazır olduklarını keşfediyoruz.
İ.Ç: Bu değerli bilgileriniz ve yaptıklarınız için çok teşekkür ederiz!
F.Ö: Biz teşekkür ederiz!